Çikolata, kadınların en sevdiği tatlı olduğu düşünülse de her yaştan herkese hitap eder. Hem bitteri hem de sütlü olanı çok sevilir ama en sağlıklısının bitter olduğu bilinmektedir. Peki, sizin tercihiniz hangisi? Çikolata yediğimizde vücutta serotonin hormonunun salgılanmasıyla endorfin üretimi fazlalaşır ve bu da bizlere mutluluk hissi yaratır. Aslında bunu sağlayan çikolata içerisinde bulunan kakaodur. Hepimizin severek yediği çikolata ilk nasıl keşfedildi?
Çikolatanın Tarihi
Çikolata, tek başına yendiği gibi; dondurmalarda, pastalarda ve birçok tatlı türünde kendine yer bulmaktadır. Tarihine baktığımız zaman karşımıza Orta Amerika çıkıyor. Kakao ve diğer çikolata ürünlerinden dünya çapında milyarlarca insan faydalanıyor. Ancak şaşırtıcı bir şekilde çok az insan çikolatanın tarihini biliyor. Aslında kakao, yüzlerce yıldır dünya çapında farklı kültürlerde ortaya çıkmıştır. Kakao ilk olarak eski Güney Amerika kültüründe farklı bir ürün olarak ortaya çıktı. Aztekler ve Mayalar çikolata denilince ilk bilinen topluluklardandır. Araştırmacılar, birkaç bin yıl öncesine dayanan kakao bazlı gıdaların kanıtlarını buldular. Kimi çalışmalar M.Ö. 1500 senelerini işaret ederken kimileri daha yakın tarihlerde olduğunu düşünüyor. Kakao çekirdekleri o dönemki toplumlarda para olarak kullanılmıştır.
Çikolata, günümüz formuna gelene kadar birçok aşamadan geçmiştir. Kakao ilk keşfedildiğinde bir içecek türü olarak sunuluyordu. İşin garibi, ilk kullanımında acı bir tada sahipti. Askerler savaştan geldikten sonra onlara ödül olarak ikram ediliyordu. Eski dönemki savaşlar, toplumlar arası kültürün gelişmesini sağlamıştır. İspanyollar o dönem savaşlarda bu içeceği keşfettiler. Tabii, acı olması pek hoşlarına gitmedi ve kendileri başka bir formül geliştirdi.
Kimi kakao içeceğinin içerisine baharat katarken kimisi de şeker atmaya başladı. Öylesine güzel bir tada sahipti ki İspanyollar Avrupalılar öğrenmesin diye çok çaba sarf etmişti. Tabii, böylesi güzel bir içeceğin saklanması zordu ve Avrupa’da da yayılmaya başladı. İçenler kendilerini daha mutlu ve iyi hissetmeye başlayınca sağlıklı olduğuna kanaat getirdiler. Özellikle afrodizyak etkisi bütün Avrupa’da yankı uyandırmıştı. Seneler birbirini kovaladı ve buharla çalışan makineler icat edildi.
Kakao toz haline getirildi, hızlı üretim ve miktarın artması fiyatları da düşürmüştü. Sanayi Devrimi ardından çikolata günümüz formuna gelmeye başladı. Joseph Fry, bu içeceği katı bir forma dönüştürmek için çalışmalar yaptı ve başardı.
1850 senesinde katı çikolata piyasada çok tuttu ve bütün dünya tanımaya başladı.
Kakao Çekirdeği Nasıl Çikolataya Dönüştü?
O meşhur kakao çekirdekleri nasıl çikolataya dönüşüyor? Kakao ağacında yer alan çiçekler, böceklerin getirdiği tozlarla büyümeye başlar. yarım yıl sonra meyveler 10-35 santim aralığına ve 200-1000 gram ağırlığına gelmeye başlar. Her gelişim sürecinde kabuklar farklı bir renge bürünür. Bir gün bakarsınız rengi yeşil, aradan zaman geçer kırmızı olur, sonra sarı ve turuncuya döner. Kakaolar toplandıktan sonra hemen işleme alınmaz.
Bir süre daha olgunlaşması beklenir, bu bir haftadan kısa bir sürede gerçekleşir. Çekirdeğe zarar vermeden kabuğu soyulur, senede 2 sefer bu yöntem uygulanır. Kakao çekirdeklerini barındıran meyvenin özü bir kasaya alınır. Ortalama 1 hafta kadar fermantasyon işlemi uygulanır.
Fermantasyon sürecinde çekirdeklerin üstüne muz yaprakları serilir ve uygun bir ortamda kuruması beklenir. Fermantasyon ardından çekirdekler farklı noktalara dağıtılır, 6 gün boyunca kurumaları beklenir. Kurumanın ardından tüccarlar dağıtım merkezine götürür ve limandan bütün dünyaya gönderilmeye başlanır.
Kakao sıcak ve nemli ortamı sever. Bu yüzden Afrika tek başına Dünya’nın kakao ihtiyacının 4’te 3’ünü karşılamaktadır.
Çikolatanın Sağlığımıza Faydaları Neler?
- Çikolatanın bilinen en önemli faydalarından biri serotonindir. Sadece mutluluk vermekle kalmaz, hafızayı güçlendirir, kolay algılamamızı sağlar.
- Kakao oranının yüzde 70 olması önemlidir. İçerdiği antioksidan, kalp krizi ihtimalini düşürmektedir.
- Flavonoidler ve potasyum içeriği sayesinde tansiyonun düşmesine de destek olur.
- Kanserlerin hücrelerin vücutta artmasını önler.
- Yorgunluğu alır, enerji ihtiyacımızı karşılar.
- Triptofan sayesinde stresi kontrol altına alır.
- Beynin zarar görmesini önlemede yardımcıdır.
- Bağırsaklara iyi gelir. Çikolata yerken günlük tüketim miktarının 20 gramı aşmaması gerektiğini unutmayın.